Yönetim Danışmanlığı
Aile Şirketleri ve Kurumsallaşma Danışmanlığı
Risk Yönetimi Danışmanlığı
Kriz Yönetimi Danışmanlığı
Fizibilite ve İş Planı Hazırlama Danışmanlığı
Yönetim Sistemleri Danışmanlığı
Üretim Danışmanlığı
İnsan Kaynakları Danışmanlığı
Satış ve Pazarlama Danışmanlığı
Finansal Yönetim Danışmanlığı
Satın Alma Danışmanlığı
Ar-Ge Danışmanlığı
Dijital Dönüşüm Danışmanlığı
Marka, Patent ve Destek Danışmanlığı
Sürdürülebilirlik Danışmanlığı
Koçluk
Yasal Uyum Danışmanlığı
Proje Yönetimi Danışmanlığı
Şirket Satın Alma / Birleşme Danışmanlığı
İletişim Danışmanlığı
ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 22301 İş Sürekliliği Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 45001 İş Güvenliği İşçi Sağlığı Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 20000 Bilgi Teknolojileri Hizmet Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 13485 Tıbbi Cihazlar Yönetim Sistemi Danışmanlığı
AS 9100 Havacılık Kalite Yönetim Sistemi Danışmanlığı
Robotik ve Mekatronik Sistem Danışmanlığı
Anahtar Teslim Fabrika Kurulumu ve Makine Yerleşimi Danışmanlığı
Eğitim ve Gelişim Danışmanlığı
Seçme Yerleştirme Danışmanlığı
Bordrolama Danışmanlığı
Yetenek Yönetimi Danışmanlığı
E-Ticaret / Dijital Pazarlama Danışmanlığı
İş Geliştirme Danışmanlığı
İthalat / İhracat Danışmanlığı
Uluslararası Pazarlama ve Satış Danışmanlığı
Gümrükleme ve Uluslararası Vergileme Danışmanlığı
Para ve Sermaye Piyasaları Danışmanlığı
Portföy Yönetimi ve Yatırım Analizi Danışmanlığı
Tedarik Zinciri Danışmanlığı
Yenilikçi Ürün Geliştirme ve Ticarileştirme Danışmanlığı
Ar-Ge Merkezi Danışmanlığı
Siber Güvenlik Danışmanlığı
Büyük Veri Danışmanlığı
Bulut Bilişim Danışmanlığı
Turquality Danışmanlığı
Hibe ve Fon Desteği Danışmanlığı
Yenilenebilir Enerji Danışmanlığı
Yaşam Koçluğu
Ebeveyn Koçluğu
Aile Koçluğu
İlişki Koçluğu
Sporcu Koçluğu
Satış Koçluğu
Kişisel Verilerin Yönetimi Danışmanlığı
ISO 17021-1 Yönetim Sistemleri Akreditasyon Danışmanlığı
IATF 16949 Otomotiv Kalite Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ERP Danışmanlığı
ISO 10002 Müşteri Şikayetleri Yönetim Sistemi Danışmanlığı
Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü (YYS) Danışmanlığı
FSC-CoC - Orman Yönetim Sistemi Gözetim Zinciri Danışmanlığı
FSC - FM - Orman Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 14064 Sera Gazı Doğrulama Danışmanlığı
ISO 22716 GMP Kozmetik Danışmanlığı
Çevresel Sürdürülebilirlik Danışmanlığı (Yeşil Mutabakat)
Rekabet Hukuku Uyum Danışmanlığı
Çalışma İlişkileri Uyum Danışmanlığı
Etik Uyum Danışmanlığı
İş Ortakları ve Uyum Danışmanlığı
Kurumsal Yönetim İlkeleri Uyum Danışmanlığı
Ticari Sırların Korunması ve Gizlilik Danışmanlığı
Tisax Otomotiv Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi Danışmanlığı
CobIT Danışmanlığı
ISO 27701 Kişisel Verilerin Korunması Yönetim Sistemi Danışmanlığı
Kariyer Koçluğu
Öğrenci Koçluğu
Mentörlük
SA 8000 Sosyal Sorumluluk Yönetim Sistemi Danışmanlığı
Sedex Tedarikçi Etik Veri Yönetim Sistemi Danışmanlığı
URSA Sorumlu Kaynak Kullanım Sistemi Danışmanlığı
Operasyonel Mükemmellik Danışmanlığı
TPS - Toyota Production System Danışmanlığı
Mentörlük
BRCGS Danışmanlığı
IFS Danışmanlığı
FSSC 22000 Danışmanlığı
Nesnelerin İnterneti Danışmanlığı
Yapay Zeka Danışmanlığı
Sıfır Atık Yönetimi Danışmanlığı
Otomotivde Kalite Kontrol Danışmanlığı
Şirket Değerleme Danışmanlığı
Borç ve Finansman Danışmanlığı
ISO 17025 Test ve Kalib Laboratuvar Gerekleri Danışmanlığı
İnovasyon Yönetimi Danışmanlığı
Süreç Yönetimi Danışmanlığı
Stratejik Planlama Danışmanlığı
Yalın Yönetim Danışmanlığı
Yalın Üretim Danışmanlığı
Çevik (Agile) Yönetim Danışmanlığı
ISO 17020 Muayene Kuruluşları Kalite Yönetim Sistemi Danışmanlığı
Tıbbi Cihaz Teknik Dosya Hazırlama Danışmanlığı
Teknik Danışmanlık
Proses Kontrol Danışmanlığı
Test/Analiz Danışmanlığı
Kalite Kontrol Danışmanlığı
Validasyon/Kalifikasyon Danışmanlığı
Temizoda Kurulum Danışmanlığı
Sterilizasyon Süreç Danışmanlığı
Kültür ve Değişim Yönetimi Danışmanlığı
Performans ve Ödüllendirme Danışmanlığı
Stratejik İK Yapılanması Danışmanlığı
Organizasyonel Gelişim Danışmanlığı
Hedeflerle Yönetim Danışmanlığı
Yönetici Koçluğu
Takım Koçluğu
Müşteri İlişkileri ve Yönetimi Danışmanlığı
CRM ve CXM Danışmanlığı
Müşteri Hizmetleri ve Çağrı Merkezi Yönetimi Danışmanlığı
Müşteri Deneyimi Yönetimi Danışmanlığı
TPM - Toplam Üretken Bakım Danışmanlığı
ISO 22483 Turizm Kalite Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 17024 Personel Belgelendirme Yönetim Sistemi Danışmanlığı
Kimyasal Mevzuat Uyum Danışmanlığı
Yeşil Bina (Leed Sertifikası) Danışmanlığı
Sosyal Medya Yönetimi Danışmanlığı
Genel Teşvik Danışmanlığı
Adil Ticaret (Fair Trade) Danışmanlığı
ISO 15504 SPICE (Yazılım Geliştirme Yaşam Döngüsü) Danışmanlığı
ISO 15408 Bilgi Teknolojisi Güvenliği için Değerlendirme Kriterleri Danışmanlığı
Cumhurbaşkanlığı DDO Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi Uyum Danışmanlığı
ISO 41001 Tesis Yönetim Sistemi Danışmanlığı
Bütçe ve Raporlama Danışmanlığı
Şirket Kuruluş Danışmanlığı
Mali Danışmanlık
PCI DSS Danışmanlığı
Enerji Yönetimi Danışmanlığı
Organik ve Geri Dönüştürülmüş Ürün Belgelendirme Danışmanlığı
Sürdürülebilir Marka Danışmanlığı
Kurumsal Sosyal Sorumluluk Proje Danısmanlıgı
Karbon-Su Ayak İzi Danışmanlıgı
Ar-Ge ve Tasarım Destekleri Danışmanlığı
Yatırım Teşvikleri Danışmanlığı
İhracat Destekleri Danışmanlığı

background

YAPAY ZEKÂ ÇAĞI ve GELECEĞİMİZ



15.07.2022

YAPAY ZEKÂ ÇAĞI ve GELECEĞİMİZ

YAPAY ZEKÂ ÇAĞI ve GELECEĞİMİZ

Yapay zeka, herhangi bir canlı organizma kullanılmadan, tamamen yapay araç ve gereçler ile oluşturulan, insan gibi davranışlar ve hareketler gösterebilen, öğrenebilen makineler için geliştirilen teknolojinin genel ismidir.

Yapay zeka ifadesi bilgisayar bilimine ilk kez John McCarthy tarafından 1956 senesinde Dortmouth Kolejinde kazandırılmıştır. McAfee, yapay zekâyı verilen görevin insanlar tarafından anlatılmaksızın başarılı şekilde tamamlayabilmek için yapay öğrenmeye sahip makineler olarak tanımlamıştır.

         

Her şey matematik ile başladı. Burada anılması gereken birkaç isim var. Bu isimlerden ilki, erkek egemen mucitler dünyasının kadın kahramanı Ada Lovelace’dır. 1815 doğumlu İngiliz mantık-matematik uzmanı ve ilk bilgisayar yazılımcısıdır. Charles Babbage ile birlikte hazırladıkları Difference Machine isimli ilkel bilgisayar onun hazırladığı algoritmalar ile hayat bulmuştur.

1912 yılında Manchester’da doğan İngiliz matematikçi Alan Turing Princeton Üniversitesi’nde yaptığı Church-Turing hipotezi ile matematik tarihine geçmiş; yaptığı algoritmalarla 2.Dünya Savaşı esnasında Nazilerin kriptolu şifre üretici bilgisayarı Enigma’nın şifrelerini çözmüş ve savaşın bitişini sağlamış, hayatları kurtarmıştır. 

1950 yılında Mind dergisinde çıkan ‘Computing Machinary and Intelligence’ adlı makalesinde yapay zekânın temellerini atmıştır. Turing testine göre soru soran kişi biri bilgisayar, biri insan olmak üzere iki ayrı kaynaktan cevap almakta, aldığı cevaplar üzerinden hangisinin bilgisayar hangisinin insan olduğunu anlaması beklenmektedir. Bu test yapay zekâlı makineler üzerinde denenmektedir. Turing testini geçebilen bir yapay zekâ/bilgisayar/makine henüz yok.

          Yeniçağın başlangıcı matematikle ile oldu, internet ile devam etti. Şimdilerde  ise yapay zekâ ve onun yapay öğrenmesi hayatın her alanına yayılmış durumda. Bir arama motorunda sorgu yaptığınızda, size hangi sonuçların gösterileceği ve bunun yanında hangi reklamların eklemleneceği bu şekilde bulunur.  Aradığınız kitabı ve benzerlerini Amazon.com’ dan araştırırken, Netflix’in ‘hoşlanabileceğinizi’ düşündüğü filmleri sizinle paylaşırken, Facebook ve Twitter daki günlük paylaşımlar tamamen yapay zekânın yapay öğrenmesinin bir sonucudur. Elimizden düşmeyen telefonlarımızdaki Siri, Alexa gibi ses tanıma sistemleri, yüz tanıma ve retina tarama sistemleri, konuşulanı yazıya döken programlar, yine dil sorununu ortadan kaldıran yüksek doğrulukla tercümanlık yapan programlar, evin ışıklandırılmasından ısıtılmasına kadar organizasyon yapılabilen programlar mevcut ve artık bunlar telefonlarımızın uygulamalarından rahatlıkla ulaşabildiğimiz yapay zekâ ürünleridir.

          Artık bilgisayarları programlamak gerekmiyor, onlar kendi kendilerini güncelleyip, programlıyorlar.  Yapay zekâ fikri ortaya atıldığı günden itibaren makineler algoritmalar ve veriler ile yönlendirilmiştir. Ancak makine öğrenmesi ile bu durum değişmiştir. Siz herhangi bir girdi sağlamadan, kendisi sonuçlara varan, bağlantılar kuran sistemdir.

Sürücüsüz otomobil örneğinde olduğu gibi. Bu alandaki devrim, bilgisayar oyunları için yüksek verimli grafik ekran kartlarını hazırlayan NVIDIA adlı bilgisayar şirketinden geldi. Sürücüsüz otomobiller için çalışan Mercedes, Tesla, General Motors gibi şirketlerin ürettiği arabaların tamamında yapay zekâya “yol nedir, güvenli mesafe nedir” gibi veriler girilirken, NVIDIA’nın yapay zekâsı araba sürmek hakkında hiç bir bilgisi olmadan gerçek bir sürücü insanı takip ederek araba sürmeyi öğrendi. Bu bir chipset, yani hangi marka araba olursa olsun yerleştirildiği araba otonom sürüşe geçebilecek.

Bu araçlardan elde ettiği bilgileri kullanarak bizim uzak projeksiyon sandığımız yeni bir gelecek hazırlıyor insansı robotlar. Elon Musk yaptığı açıklamalarla önümüzdeki 10 yıl içinde evde ihtiyaç duyulan işler için, sürekli ve tekrarlayan görevlerde çalışmak üzere Tesla Botların hazırlıkları içinde olduklarını bu amaçla ömrünü insansı robotlara adamış, Dennis Hong ile işbirliği içinde olduklarını son basın toplantısında tüm dünyaya duyurmuştur.

Yapay zekânın çalışabilmesi için veriye ihtiyaç vardır. Bu verinin adı Büyük Veri (Big Data)’dır. Büyük veri, bulutta saklanan dünyadaki tüm verilerin bir noktada toplanmasıdır. Yapay zekâ burada ihtiyaç duyulan kadar bilgiyi almaktadır. Büyük verinin hacmi o kadar büyük ki tetrabyte/petabyte ile ölçeklendirilmektedir.  Bu bilgilere kim sahiptir?

Büyük şirketlerin basit müşteri ilişkileri ve çağrı merkezleri dahi kişisel verilerinize sahip olabilir. Avrupa Birliği bu konuda rijit kurallara sahip olduğu için ülkemizde de yürürlüğe giren KVKK (Kişisel Verilerin Korunumu Kanunu) ile insanlar, müşteriler şirketlerin bilgileri kötüye kullanımından korunmaya çalışılmaktadır. Tabii büyük verinin yapay zekâ tarafından kullanılmasının olumlu yönleri de vardır. Örneğin dijital hırsızlıklar. Kredi kartınız yaşadığınız ülke dışında kullanıldıysa bankanızdan gelen uyarılarla ya da yapılan ödemelerin sizinle bağlantılı olup olmadığını, sizin bilgileriniz analiz edilip ortaya çıkarılarak dolandırıcılıklar önlenmektedir.

Facebook, Google gibi devler resimlerinizi ve yazılarınızı koymanız için sınırsız bellek hediye ediyor. Neden? Çünkü makinaların, dünyanın nasıl göründüğünü ve insan dillerinin düzenini öğrenme ihtiyaçları var. Bu “büyük veri denizi” sayesinde önceki kuşağın araştırmacılarının hayal edemeyeceği büyüklükte yapay sinir ağları, devasa veri kümeleriyle eğitildi.

Yapay zekânın kullanıldığı en büyük alanlarından biri sağlıktır. 2015 yılında New York’ta Mount Sinai Hastanesi’nde bir grup bilim insanı hastalara ait test sonuçları, ne sıklıkla hastaneye gidip geldikleri gibi verileri Deep Patient isimli algoritmaya girerek 700 bin hastayı analiz etmesini istiyor. Bu algoritmanın tıbbi hiç bir bilgisi olmaksızın sadece verilere bakarak bu hasta kayıtlarından hangi hastalığa neyin neden olduğunu, hangi belirtilerin hangi hastalığa neden olacağını öğreniyor ve bunun sonucunda kimlerin hangi hastalığa yakalanacağına dair bilgiler veriyor. Ancak araştırmanın başındaki Joey Dodley ve ekip arkadaşları için sürpriz bir durum ortaya çıkıyor ve özellikle şizofreni gibi insan doktorların dahi zorlukla teşhis koyabildiği psikiyatrik vakalarda büyük doğruluk oranları ile doğru teşhisler kaydukları gözlemlenmiştir.

Bilgisayarların sanat yapıp yapamayacağı sorusuna cevaben, obje tanımlarına dayanan AARON ve duygu durumlarına dayanan The Painting Fool (Resim Yapan Budala) programlarının ürettiği tablolarla; EMI (Experiments in Musical Intelligence-Müzik Zekası Deneyleri) programının bestelediği özgün eserler, insanları şaşırtmayı başarmıştır.

Yapay Zeka Sanatçısı Bager Akbay, şair fotoğraflarının matematiksel olarak birbiriyle kaynaştırılmasıyla bilgisayarının ürettiği bir sima olan Robot Şair Deniz Yılmaz ile ortaya çıktı. Robot Şairi Deniz Yılmaz’ ın ürettiği şiirler bir okur kitlesine ulaşınca “Diğerleri Gibi” adında bir şiir kitabı bile çıkardı.

21. Yüzyıl için 21 Ders adlı kitabında Harari büyük veri, ‘yapay zekâ, makine öğrenmesi ile insan gücüne duyulan ihtiyaç o kadar azalacak ki insanlar kitleler halinde gereksiz olacaklar.’ demektedir. İşte insanlığı yapay zekâ açısından korkutan gerçeklerden biri burada başlıyor; işsizlik. Devletler yerine bu teknolojileri yönetecek olan şirketler yenidünya düzeninin yöneticisi olacaktır.

500 yıl önce Francis Bacon durumu tespit etmiştir: “Bilgi Güçtür.” Bu bilgiye ulaşmak için şirketler tarafından bu sektörde çok daha farklı işkolları oluşmaktadır; büyük veri mühendisliği, büyük veri mimarlığı, büyük veri analistliği, veri tabanı mühendisliği gibi yepyeni işkolları oluşmaktadır. Bu mühendislerin çalışma alanları sadece şirketlere daha fazlasını kazandırmak değildir. Seçimlerde insanların yönlendirilmesini sağlayarak siyasete ve yönetime de müdahil olmaktadırlar. New York Belediye Başkanı seçilen Bill De Blasio 2003 yılında Demokratlardan aday olduğunda medya kuruluşlarında yer alamadı, hatta hayatı incelendi, küçümsendi. Ancak Yale Üniversitesi’nde öğrenci olan oğlu sayesinde tüm sosyal medyada kendini özellikle gençlere ifade ederek seçimi kazandı. Benzer iddialar Trump için de ortaya konmuştur.

         

Açık Yapay Zeka ‘’ GPT-3 ‘’artık okuyabilen, okuduğunu anlayabilen ve hatta bir adım öteye taşıyıp görsel dil modellerini kullanabildiğini göstermektedir. Bu yapay zekâ dünyasında büyük bir sıçramanın göstergesidir. İnsan dillerini taklit edebilen bir algoritmadır. Aforizmalar, şiirler, metinler yazabilmekte, yazarları taklit edebilmektedir.  Röportaj yaparak başarılı cevaplar alınabiliyor. GPT3 bilgi olarak o kadar çok veri ile beslenmiş ki dünyanın en kapsamlı ansiklopedisi olan wikipedianın onlarca katına denk gelen 410 milyar token büyüklüğünde veriler girilmiş. Ancak zeki olması için bilgi yeterli değil, bu bilgiler arasında bağlantılar yapabilmesi yani öğrenebilmesi de gereklidir. İnsan beyninde nöronlar nasıl aktivite sağlıyorsa, GPT3 de 175 milyar hiper parametreye sahiptir. Ancak her şeye rağmen insan beynindeki işlemcilerin hala çok gerisinde olduğunu belirtmek gerekir; insan beyninin işlemci hızının 100 trilyon parametre olduğu düşünülmektedir.

         

Sürekli yeni model yapay zekâlar programlanıyor. Elbette iyi örneklerin yanında kötülük de kol geziyor.  MIT Üniversitesi’nden Iyan Rahwan ve ekibi, Alfred Hitchcock’un 1960 tarihli kült filmi Psycho adlı filmin kahramanı Norman’dan esinlenerek bir yapay zekâ örneği yaratıyor ve bu yapay zekâya Reddit’ten alınan veriler girilerek algoritması oluşturuluyor. Kötülükle beslenen yapay zekâ kötü olmaktadır. Victor Hugo’nun kahramanı Jan Vanjean’ın kötülüğün girdabından kurtulmak için çabalarının sonuçsuz kalması gibi Norman da yapay zekânın korkutucu yüzünü ortaya koymaktadır.  Veri yapay zekâ için her şeydir. Siz yapay zekâya ne yüklüyorsanız aldığınız sonuçlar yüklediklerinizin sonuçlarıdır. 2016 yılında Microsoft’un yapay zekâ Tweeter hesabı olan TAY, kendisine gönderilen paylaşımlarla bir süre sonra ırkçı, soykırımcı, neoliberal, neonazi, cinsiyetçi bir hesaba dönüşmüştür.

HOMO DIGITALIS

Öncelimiz Homo neandertalensis'in neredeyse bütün izlerinin silindiği durak bilmeyen evrim süreci içinde Homo sapiens' in izlerini de silinecek mi?

50 bin yıl kadar önce Homo neandertalensis, Homo sapiens’in yükselişiyle baş edememişti. Öyle veya böyle, Neandertaller yok olup gitti ve yerlerine biz geçtik. Bizden önceki her tür gibi, biz de yerimizi yeni ve daha başarılı bir türe bırakacağız.

Ardılımız Homo digitalis, yani Homo cinsinin dijital hale evrilmişi .Yaptıklarımız da onları yaptığımız yerler de gitgide ve bazı durumlarda tamamen dijitalleşecek. İnsan düşüncesinin yerine dijital düşünce geçecek. Gerçek dünyadaki beşerî faaliyetin yerini de, yapay ve sanal dünyalardaki dijital faaliyet alabilecek.  

Bir sonraki sıçrama şu an yaşanıyor. Bu kavrama “öğreşim” adını verelim. Bu, kolektif öğrenme kavramıyla yakından alakalı,  ancak ondan ince bir çizgiyle ayrılan bir düşüncedir.

Sosyologlar, antropologlar ve diğerlerinin tarifine göre; Homo sapiens nesiller boyunca birlikte öğrenen topluluklar olarak gelişmektedir. Bu kolektif öğrenmedir. Her nesil bir öncekinden toplu halde öğrenmektedir. Topluluk olarak daha zekiyizdir, ancak bireylerin ille de tek tek daha zeki olması gerekmez. Öğreşim ise bir topluluğun değil, topluluk içindeki bireyin öğrenmesidir.

Öğreşim dil aracılığıyla değil, bilgisayar koduyla hayata geçmeye hazırlanıyor. Bilgisayarlar gibi sadece bir kod paylaşarak öğreşim yapabildiğinizi hayal etsenize…Dünyadaki her dili konuşabilirdiniz. Kasparov gibi satranç, Lee Sadol gibi Go oynayabilirdiniz.

AlphaGo, antik Çin oyunu Go'yu bir dünya şampiyonundan daha iyi oynamak üzere programlanmamıştı. Bunu kendi kendine milyonlarca kez oynayarak öğrendi. İnsanları; geçmesinin sebebi, herhangi bir insanın ömrü boyunca yapabileceğinden daha fazla Go oyunu oynamasıydı. Dahası, iyi Go oynamayı öğrenirken biraz yaratıcılık da kazandı. Go'nun oynanışında yeni kapılar açarak, Go ustalarının hiç beklemediği hamlelerde bulundu.

 

Peki, kim bu Homo digitalis; kim bu bizim yerimize geçecek, olan tür?

Bir tür, ne olduğuyla ve nerede faaliyet gösterdiğiyle tanımlanır. Homo digitalis örneğinde hem kendisinin hem de faaliyet gösterdiği yerin gitgide dijitalleşmesi söz konusudur.

Homo digitalis bizim dijital sürümümüz olarak yola çıkacaktır. Bilgisayarlar daha akıllı hale geldikçe, düşünme işimizin gittikçe daha fazlasını onlara yaptıracağız. Bu dijital varlıklar artık bizim karmaşık, dağınık ve nispeten sınırlı beyinlerimizin engeline takılmayacak. Uyku ve dinlenmeye ihtiyaç duyan, sonunda da çürüyüp giden bedenlerin kısıtlamalarından sıyrılacağız.

Beyinlerimizin dijital yolla genişletilmesi sayesinde; Homo digitalis, Homo sapiens'ten çok daha akıllı olacak. Düşündüğümüz şey ile yapay zeka bulutunda düşünülen arasındaki farkın ayırt edilmesi gitgide zorlaşacak. Homo digitalis, fizik benliğimizin ötesine geçerek hem biyolojik hem dijital olacak; yani hem beyinlerimizde hem de daha geniş bir dijital alanda yaşayacağız.

Varoluşsal Tehditler

Hollywood bize, kötücül robotların dünyayı ele geçirmeye kalkışacağından endişelenmeyi telkin etmiştir. Hatta malum filme göre, Terminatör ilk olarak 2029'da harekete geçecek; yani belki de 8 yıl kadar vaktimiz kaldı. Stephen Hawking süper-zekanın varoluşumuza en büyük tehdit olduğunu iddia etmekte haklı mıydı?

İnsanlar hayatı duygu zenginliğiyle yaşar. Davranışlarımızın çoğunu duygularımız yönlendirir. Duygular önemli bir evrimsel avantaj sunmaya elverişlidir: Şaşırma yeni ve tehlike potansiyeline sahip olanı tespit etmemizi sağlar, merak bizi dünyayı keşfetmeye ve yönetmeye sevk eder. Makinelerin bu avantajlara sahip olmasını istermiyiz?

Günümüzde makinelerin duyguları yoktur. Yine de insani duygulara dair temel bir kavrayış kazanmaya başlıyorlar. Örneğin bir e-posta metninin öfkeli olup olmadığına karar verebiliyorlar. Bu onlarla karşılıklı yapacağımız uzun soluklu sohbetlerde, bizimle etkileşime geçmelerine yardımcı olacak. Aşk (Her) adlı film bu konuda nokta atışı yaptı. 2062’nin işletim sistemi yapay zekâ mı olacak?

Biyolojik benliklerimiz, kusurlu kaplardan ibarettir. Virüsler ve bakteriyel enfeksiyonlar savunmamızı istila eder. Bağışıklık sistemlerimiz bozulur, kanserojen maddelerin hücrelerimize tutunmasına ve bizi öldürmesine geçit verir. Onarım mekanizmalarımız çalışmayı durdurup, bizi yaşlanmış ve yıpranmış halde bırakır. Peki, 2062' de, beyinlerimizi basitçe buluta yükleyip sanal bir varoluşa mı geçeceğiz?

 

Dijital bir alt katmanın üstün özellikleriyle donatılan Homo digitalis, bütünüyle dijital mi olacak? Yoksa varlığını kısmen biyolojik, kısmen dijital olarak mı sürdürecek?

 

YAŞLILIK ortadan kaldırıp 700 yıl yaşayabilir miyiz?

Yaşamımızın ilk yarısında vücudumuz kendisini onarmakta son derece başarılıdır. Belki vücudu bu süreyi uzatması için kandırabiliriz? CRISPR gibi gen düzenleme teknolojileriyle birleştirilen YZ, ölümsüzlüğe giden yolda bize yardım edebilir mi?

İnsanın varoluşunda yaşanacak böylesi bir değişim, toplumda da köklü değişikler gerektirmeyecek mi?

Eğer bu “ölümsüzlük” hali zenginlerle sınırlı olacaksa, toplum zengin ölümsüzler ile yoksul ölümlüler arasında şimdikinden çok daha bölünmüş hale gelmez mi?

 

Sonu olmayan yaşam, ayrıca varlığımızın anlamını da yeniden gözden geçirmemizi gerektirmez mi?

 

Yapay zeka da Biyoetik İçin Önerilen İlkeler:

Pentagon Ulusal İstihbarat Sivil Özgürlükler, Mahremiyet ve Şeffaflık Dairesi Başkanlığınca, 2020'de, Yapay zeka da biyoetik için iki tema önerilmiştir: Açıklanabilirlik ve yorumlanabilirlik.  

1.     İyilik: Bir bütün olarak insana fayda sağlamaktan başka bir amaç amaçlanmamalıdır. Benmerkezci değil, özgecil olmalıdır.

2.     Değeri koruma:  YZ  tasarımcıları, sosyal ve düşünülen normların üzerine çıkamaz ve aşınmaz olmalıdır. 

3.     Açıklık: Kolay, algılanabilir, bozulmaz ve anlaşılır olmalıdır. Kamuya açıklanabilir, hesap verebilirlik içinde olabilir. Açıklanabilirlik ve yorumlanabilirlik kesinlikle gereklidir.

4.     Verebilir: YZ  tasarımcıları ve geliştiricileri, tüm insanlık ve evrende planlamalarını ve üzerine omuzların ağır bir sorumluluklarını taşımalarını unutmamalı. Ürettikleri ve yarattıkları her şeyden sorumlu olmalıdırlar.

  Biyoetik bir hesaplama meselesi değil, bir vicdan sürecidir.

Günümüzde yapay zeka, sağlık, perakende, üretim ve hatta devlet dahil olmak üzere çok çeşitli endüstriler için gereklidir. Ancak yapay zeka ile ilgili etik zorluklar var  her zaman olduğu gibi, yapay zekanın yarardan çok zarar vermediğinden emin olmak için bu konularda uyanık olmamız gerekiyor. Yapay zekanın en büyük etik zorluklarından bazıları.

Önyargı

Yapay zeka algoritmalarımızı eğitmek için verilere ihtiyacımız var ve bu verilerdeki önyargıyı ortadan kaldırmak için elimizden gelen her şeyi yapmamız gerekiyor. Örneğin ImageNet veritabanı, siyahi tenlerden çok daha fazla beyaz tene sahip insanların yüz verisine sahiptir. Yapay zeka algoritmalarımızı yüzlerin doğru dengesini içermeyen bir veritabanı kullanarak yüz özelliklerini tanımak için eğittiğimizde, algoritma siyahi yüzlerde de işe yaramayacak ve büyük bir etkiye sahip olabilecek yerleşik bir önyargı yaratacaktır.

Yapay Zekanın Kontrolü ve Ahlakı

Gittikçe daha fazla yapay zeka kullandıkça, makinelerden giderek daha önemli kararlar vermelerini istiyoruz. Örneğin, şu anda otonom dronların kullanımını belirleyen uluslararası bir sözleşme var. Potansiyel olarak bir roket ateşleyebilecek ve birini öldürebilecek bir dronunuz varsa, füze konuşlandırılmadan önce karar verme sürecinde bir insan olması gerekir. Şimdiye kadar, yapay zekanın bazı kritik kontrol problemlerini, bunun gibi bir dizi kural ve düzenleme ile çözüldü.

Örneğin, yüksek hızlı ticarette, tüm finansal işlemlerin %90’ından fazlası artık algoritmalar tarafından yönlendiriliyor, bu nedenle kararların kontrolünü bir insana verme şansı yok.

Aynı şey otonom otomobiller için de geçerli. Bir çocuk yolda kalırsa hemen tepki vermeleri gerekir, bu nedenle yapay zekanın durumunun kontrol etmesi önemlidir. Bu, yapay zeka ve kontrol etrafında ilginç etik zorluklar yaratır. Yapay zekalar giderek daha fazla anlık kararlar vermek zorundadır

Gizlilik

Verileri kullanmak için gizlilik (ve rıza), uzun zamandır yapay zekanın etik bir ikilemi olmuştur. Yapay zekaları eğitmek için verilere ihtiyacımız var, ancak bu veriler nereden geliyor ve nasıl kullanıyoruz? Bazen tüm verilerin, verilerinin kullanımı konusunda kendileri için seçimler yapabilen tam zihinsel yeteneklere sahip yetişkinlerden geldiğini varsayıyoruz, ancak buna her zaman sahip değiliz.

Güç Dengesi

Amazon, Facebook, Google gibi büyük şirketler, rakiplerini ezmek ve pazarda neredeyse durdurulamaz hale gelmek için yapay zeka kullanıyor. Çin gibi ülkelerin de hükümet tarafından desteklenen iddialı yapay zeka stratejileri var. Rusya Devlet Başkanı Putin, “Yapay zekada yarışı kim kazanırsa, muhtemelen dünyanın hükümdarı olacak” dedi.

Yarattığımız tekellerin serveti eşit olarak dağıttığından ve dünyanın geri kalanının önünde

yarışan birkaç ülkemiz olmadığından nasıl emin olabiliriz? Bu gücü dengelemek, yapay zeka dünyasında ciddi bir zorluktur.

Mülkiyet

Yapay zekaların yarattığı bazı şeylerden kim sorumludur? Artık yanıltıcı olabilecek metinler, botlar ve hatta derin sahte videolar oluşturmak için yapay zekayı kullanabiliriz. Bu materyalin sahibi kim ve internette yayılırsa bu tür sahte haberlerle ne yaparız?

Ayrıca sanat ve müzik yaratabilen yapay zekalarımız var. Bir yapay zeka yeni bir müzik parçası yazdığında, onun sahibi kimdir?  Bunun için fikri mülkiyet hakları kimdedir ve potansiyel olarak bunun için ödeme almalı?

Çevresel Etki

Bazen yapay zekanın çevresel etkisini düşünmüyoruz. Bir algoritmayı eğitmek için bir bulut bilgisayardaki verileri kullandığımızı ve ardından bu verilerin web sitemizde öneri motorlarını çalıştırmak için kullanıldığını varsayıyoruz. Ancak, bulut altyapımızı çalıştıran bilgisayar merkezleri güce aç. Örneğin yapay zeka eğitimi, ortalama bir insanın yaklaşık bir yılda yaptığından 17 kat daha fazla karbon emisyonu yaratabilir.

İnsanlık

Yapay zeka daha fazla işimizi otomatikleştirmeye devam edecek. İnsan olarak katkımız ne olacak? Yapay zekanın tüm işlerimizin yerini alacağını sanmıyorum ama yapay zeka onların yerine yeni meslek ve iş alanları geliştirecektir.

 

“Ağaç nasıl temiz havayla, serin rüzgârlarla büyürse, erdem de aynı şekilde bilge ve adil insanlarla gelişir.

 

” Pindaros, Nemeonikai’’

Gelecek hepimize ait, uyanık olup görevlerimizi en iyi şekilde yerine getirmek durumundayız.  Dileğim, tüm bilimsel çalışmaların erdemler ile donatılması, insan aklının bilgelikle, tüm insanlığa barış ve mutluluk yuvası olacak bir toplum düzeni için çalışılması, birbirleri ve ürettikleri ile evren ile uyum içinde öz değerine kavuşmasıdır.

 

Saygılarımla

Gülseren Karabulut

KAYNAKLAR

İnternet ve çeşitli internet dergileri üzerinden alınarak derlenmiştir.

KAYNAKLAR

1-     Master Algoritma, Pedro Domingos, Paloma Yayınları, Şubat 2017

2-     Robotların Yükselişi, Martin Ford,  Kronik Yayınları, Eylül 2018

3-     Süper Zeka, Nick Bostrom, Küy Yayınları, 2014

4-     Hayatımızdaki Agoritmalar, Brian Christian, Tom Griffiths,

5-     Yapay Zeka Geçmişi ve Geleceği, Nils J. Nilsson,

6-     İnternette  çeşitli web siteleri ve video kaynakları.

7-     2062 Yapay Zeka Dünyası – Toby WALSH

8-       Dijitalizm – Sait Ercan

9-      Yapay Zeka – İsmail Hakkı Aydın

10-  Daha iyi bir Dünya için Yapay Zeka- Onur Koç

11-  Yapay Zeka Devrimi – Bernard Marr

12-  Cem Say, “Yapay Zeka”

13-  Cem Say, “Yeni Dünya, Yeni Ağ”

14-  Gerd Leonhard, “Teknolojiye Karşı İnsanlık”

15-  Ufuk Tarhan, “T-İnsan”

16-  Ed Finn, “Algoritmalar Ne İster”

17-  Amir Husain, “Yapay Zekanın Olgunluk Çağı”

18-  Paul Scharre, “İnsansız Ordular”

19-  Nick Bostrom, “Süper Zeka”

20-  Yapay zekanın geleceği, Konuk: Doç. Dr. Şeyda Ertekin

21-  https://www.datasciencearth.com/uc-tur-yapay-zeka-dar-genel-ve-super/

22-  https://www.sabahulkesi.com/2018/05/09/yapay-zeka-ve-insan-zekasi-karsilastirmasi/

23-  https://evrimagaci.org/yazi-dizisi/yapay-zeka-26?ysclid=kz4l1p6bb0

Diğer Blog Yazıları