Yönetim Danışmanlığı
Aile Şirketleri ve Kurumsallaşma Danışmanlığı
Risk Yönetimi Danışmanlığı
Kriz Yönetimi Danışmanlığı
Fizibilite ve İş Planı Hazırlama Danışmanlığı
Yönetim Sistemleri Danışmanlığı
Üretim Danışmanlığı
İnsan Kaynakları Danışmanlığı
Satış ve Pazarlama Danışmanlığı
Finansal Yönetim Danışmanlığı
Satın Alma Danışmanlığı
Ar-Ge Danışmanlığı
Dijital Dönüşüm Danışmanlığı
Marka, Patent ve Destek Danışmanlığı
Sürdürülebilirlik Danışmanlığı
Koçluk
Yasal Uyum Danışmanlığı
Proje Yönetimi Danışmanlığı
Şirket Satın Alma / Birleşme Danışmanlığı
İletişim Danışmanlığı
ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 22301 İş Sürekliliği Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 45001 İş Güvenliği İşçi Sağlığı Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 20000 Bilgi Teknolojileri Hizmet Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 13485 Tıbbi Cihazlar Yönetim Sistemi Danışmanlığı
AS 9100 Havacılık Kalite Yönetim Sistemi Danışmanlığı
Robotik ve Mekatronik Sistem Danışmanlığı
Anahtar Teslim Fabrika Kurulumu ve Makine Yerleşimi Danışmanlığı
Eğitim ve Gelişim Danışmanlığı
Seçme Yerleştirme Danışmanlığı
Bordrolama Danışmanlığı
Yetenek Yönetimi Danışmanlığı
E-Ticaret / Dijital Pazarlama Danışmanlığı
İş Geliştirme Danışmanlığı
İthalat / İhracat Danışmanlığı
Uluslararası Pazarlama ve Satış Danışmanlığı
Gümrükleme ve Uluslararası Vergileme Danışmanlığı
Para ve Sermaye Piyasaları Danışmanlığı
Portföy Yönetimi ve Yatırım Analizi Danışmanlığı
Tedarik Zinciri Danışmanlığı
Yenilikçi Ürün Geliştirme ve Ticarileştirme Danışmanlığı
Ar-Ge Merkezi Danışmanlığı
Siber Güvenlik Danışmanlığı
Büyük Veri Danışmanlığı
Bulut Bilişim Danışmanlığı
Turquality Danışmanlığı
Hibe ve Fon Desteği Danışmanlığı
Yenilenebilir Enerji Danışmanlığı
Yaşam Koçluğu
Ebeveyn Koçluğu
Aile Koçluğu
İlişki Koçluğu
Sporcu Koçluğu
Satış Koçluğu
Kişisel Verilerin Yönetimi Danışmanlığı
ISO 17021-1 Yönetim Sistemleri Akreditasyon Danışmanlığı
IATF 16949 Otomotiv Kalite Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ERP Danışmanlığı
ISO 10002 Müşteri Şikayetleri Yönetim Sistemi Danışmanlığı
Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü (YYS) Danışmanlığı
FSC-CoC - Orman Yönetim Sistemi Gözetim Zinciri Danışmanlığı
FSC - FM - Orman Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 14064 Sera Gazı Doğrulama Danışmanlığı
ISO 22716 GMP Kozmetik Danışmanlığı
Çevresel Sürdürülebilirlik Danışmanlığı (Yeşil Mutabakat)
Rekabet Hukuku Uyum Danışmanlığı
Çalışma İlişkileri Uyum Danışmanlığı
Etik Uyum Danışmanlığı
İş Ortakları ve Uyum Danışmanlığı
Kurumsal Yönetim İlkeleri Uyum Danışmanlığı
Ticari Sırların Korunması ve Gizlilik Danışmanlığı
Tisax Otomotiv Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi Danışmanlığı
CobIT Danışmanlığı
ISO 27701 Kişisel Verilerin Korunması Yönetim Sistemi Danışmanlığı
Kariyer Koçluğu
Öğrenci Koçluğu
Mentörlük
SA 8000 Sosyal Sorumluluk Yönetim Sistemi Danışmanlığı
Sedex Tedarikçi Etik Veri Yönetim Sistemi Danışmanlığı
URSA Sorumlu Kaynak Kullanım Sistemi Danışmanlığı
Operasyonel Mükemmellik Danışmanlığı
TPS - Toyota Production System Danışmanlığı
Mentörlük
BRCGS Danışmanlığı
IFS Danışmanlığı
FSSC 22000 Danışmanlığı
Nesnelerin İnterneti Danışmanlığı
Yapay Zeka Danışmanlığı
Sıfır Atık Yönetimi Danışmanlığı
Otomotivde Kalite Kontrol Danışmanlığı
Şirket Değerleme Danışmanlığı
Borç ve Finansman Danışmanlığı
ISO 17025 Test ve Kalib Laboratuvar Gerekleri Danışmanlığı
İnovasyon Yönetimi Danışmanlığı
Süreç Yönetimi Danışmanlığı
Stratejik Planlama Danışmanlığı
Yalın Yönetim Danışmanlığı
Yalın Üretim Danışmanlığı
Çevik (Agile) Yönetim Danışmanlığı
ISO 17020 Muayene Kuruluşları Kalite Yönetim Sistemi Danışmanlığı
Tıbbi Cihaz Teknik Dosya Hazırlama Danışmanlığı
Teknik Danışmanlık
Proses Kontrol Danışmanlığı
Test/Analiz Danışmanlığı
Kalite Kontrol Danışmanlığı
Validasyon/Kalifikasyon Danışmanlığı
Temizoda Kurulum Danışmanlığı
Sterilizasyon Süreç Danışmanlığı
Kültür ve Değişim Yönetimi Danışmanlığı
Performans ve Ödüllendirme Danışmanlığı
Stratejik İK Yapılanması Danışmanlığı
Organizasyonel Gelişim Danışmanlığı
Hedeflerle Yönetim Danışmanlığı
Yönetici Koçluğu
Takım Koçluğu
Müşteri İlişkileri ve Yönetimi Danışmanlığı
CRM ve CXM Danışmanlığı
Müşteri Hizmetleri ve Çağrı Merkezi Yönetimi Danışmanlığı
Müşteri Deneyimi Yönetimi Danışmanlığı
TPM - Toplam Üretken Bakım Danışmanlığı
ISO 22483 Turizm Kalite Yönetim Sistemi Danışmanlığı
ISO 17024 Personel Belgelendirme Yönetim Sistemi Danışmanlığı
Kimyasal Mevzuat Uyum Danışmanlığı
Yeşil Bina (Leed Sertifikası) Danışmanlığı
Sosyal Medya Yönetimi Danışmanlığı
Genel Teşvik Danışmanlığı
Adil Ticaret (Fair Trade) Danışmanlığı
ISO 15504 SPICE (Yazılım Geliştirme Yaşam Döngüsü) Danışmanlığı
ISO 15408 Bilgi Teknolojisi Güvenliği için Değerlendirme Kriterleri Danışmanlığı
Cumhurbaşkanlığı DDO Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi Uyum Danışmanlığı
ISO 41001 Tesis Yönetim Sistemi Danışmanlığı
Bütçe ve Raporlama Danışmanlığı
Şirket Kuruluş Danışmanlığı
Mali Danışmanlık
PCI DSS Danışmanlığı
Enerji Yönetimi Danışmanlığı
Organik ve Geri Dönüştürülmüş Ürün Belgelendirme Danışmanlığı
Sürdürülebilir Marka Danışmanlığı
Kurumsal Sosyal Sorumluluk Proje Danısmanlıgı
Karbon-Su Ayak İzi Danışmanlıgı
Ar-Ge ve Tasarım Destekleri Danışmanlığı
Yatırım Teşvikleri Danışmanlığı
İhracat Destekleri Danışmanlığı

background

Neden TPM



31.03.2022

Neden TPM

Neden TPM

TPM’in doğuşuna baktığımızda, biliyoruz ki TPM bir Japon tarzı yönetim sistemidir. 1940 ve 1960 yıllarında Japonya’da hâkim olan “Planlı Bakım” öğretisinin, JIPM’in başkanı Sn. Nakajima tarafından adapte edilip, bakım terminolojisinin içerisine “Otonom Bakım” ilavesiyle TPM adını almıştır. Japonya’da ortaya çıkışı 1971 yılındadır. Dünya’ya açılması 90’lı yılların başına dayanmaktadır.

Ana teması, herkese, üzerinde çalıştığı makinanın bakım sorumluluğunun da verilmesidir. Ben makinayı çalıştırırım, gerisine karışmam anlayışının ortadan kalkması demektir. Öncelikle ekipman kaynaklı kayıpları önleyen ve ekipman etkinliğini üst düzeye çıkaran yeni bir işletme yaklaşımıdır.

Sonrasında 16 büyük kayba odaklanarak tüm departmanlara yaygınlaşır, en üst düzey yetkiliden, en kıdemsiz işçiye kadar belli standartlar doğrultusunda misyonlar yükler. Küçük grup faaliyetleri ile durmaksızın kayıpların ortadan kaldırılmasını ön görür.

Nihayetinde tüm tedarik zincirine genişleyerek topyekûn kalkınmanın standardını oluşturur ve giderek geliştirir.

Kaynakların kısıtlı olduğu bir ortamda sürekli üreterek karnını doyurma politikası, oldukça akıllıcadır ve giderek geliştirilip, fevkalade bir sistem haline dönüşmüştür.

Bir bakıma biz de bu senaryoya benziyoruz. Enerji kaynağımız yok, doğalgazımız yok, petrolümüz yok. Bunların tamamını dışarıdan ithal etmek zorundayız. Peki ithal etmek için parayı nereden bulacağız? Çok fazla üretmemiz lazım, nitekim öyle yapmaya çalışıyoruz ve tükettiklerimizden fazlasını üretip, satarak, aradaki farktan, kalkınmamızı hızlandırma yoluna doğru ilerliyoruz. Böyle bir senaryoda çıkış yolu nedir diye bakıldığında, yöntemlerden bir tanesi de TPM.

İçinde bulunduğumuz durumda, “ön cephede çalışanlarımız kendi makinaları üzerinde tasarrufta bulunmadıkça biz bu işin altından kalkamayız” dediğimiz zaman TPM ile ilgilenmeye başlıyoruz.

Neden TPM ile ilgileniyoruz?

Çünkü herkesin katkısını bu işin içine, fikriyle, zihniyle ve kol gücüyle katılmasını istiyoruz.

Tabii ki fabrikamıza bir miktar uzaktan bakıyoruz. Yani ne yapıyoruz? Fabrikamız kurulmuş, çalışıyor, bizler de üzerimize düşeni harfiyen yapıyoruz. Aynı zamanda da düşünüyoruz, diyoruz ki, biz bu güzel günlere sonsuza dek devam etmek istiyoruz, ileride de çalışmak istiyoruz, o zaman fabrikamızda neler döndüğüne bir miktar bakmamız lazım geliyor.

Fabrikamıza birtakım ham maddeler veya yarı mamuller, yan sanayilerimizden doğru geliyor. Sonra bunları biz işliyoruz, ürüne çeviriyoruz ve sonra da müşterilerimize doğru yola çıkarıyoruz. Bunları satıyoruz, para kazanıyoruz ki, bu döngü devam ediyor.

O zaman şöyle bakıyoruz acaba, burada doğan maliyetler nasıl maliyetler? Yani nasıl paralar harcıyoruz?

En başında bir kere malzeme temini için belirli bir para ödüyoruz, fabrika içinde maaşlar var, ücretler var, enerji var, bakım maliyetleri var, makinaları satın alıyoruz bunların amortismanlarının geri ödenmesi var gibi bir yığın maliyet kalemi çıkıyor karşımıza ve bu paraları harcıyoruz.

Mamulümüz ortaya çıktıktan sonra onu reklamlarla halka tanıtıyoruz, müşteriler buluyoruz, sevk ediyoruz, müşterinin evine gidiyor mamulümüz kuruluyor, üç yıl sonra arıza yapıyor, onun servis hizmetini karşılıyoruz ve servisin giderleri de dahil olmak üzere daha saymadığımız bir yığın para harcıyoruz.

O zaman bu maliyet yapısı içerisinde daima pozitifte durmamız gerekiyor. Harcadığımızdan fazlasını kazanabiliyoruz ve bunun üstüne sürdürebiliyoruz olması gerekiyor.

Tabii ki bu maliyet yapısının üzerinde pek çok verimsizliğimizin de olduğunu biliyoruz, birçok aksamanın olduğunu biliyoruz, bu aksaklıkların her biri bizim amacımızı, kazancımızı elimizden alıp götürüyor.

İşte bunlara tahammülümüz yok, bunlarla mücadele etmek istiyoruz, topyekûn bir seferberlik için.

Elbette ki en büyük kazancımız, geçiş süresinin, yani ham maddenin gelip fabrika içinden geçip, mamule dönüşmesi için sarf ettiğimiz çabaların, en kısa yoldan, en hızlı bir şekilde, en az maniayla karşılaşarak akmasının sağlanması gerekiyor.

Yani özetleyecek olursak, para veriyoruz, ham madde alıyoruz, fabrikamızın öncesinde bunların taşınmasına yığınla para veriyoruz, stoklanmasına para veriyoruz, sonra geliyor bu malzemeler fabrikamızdan içeriye giriyorlar ve yavaşça mamule dönüşmeye başlıyorlar.

Mamule dönüşürken de para vermeye devam ediyoruz. Makinalarımızı bakımlı tutmak için para harcıyoruz, herkesin maaşını gününde yatırıyoruz, binalar için para harcıyoruz, kışın ısıtıp, yazın serinletmeye çalışıyoruz, makinalara harcadığımız paranın amortismanını karşılamaya çalışıyoruz ve sonuçta öyle bir an geliyor ki, mamulü, bu paraları harcayarak yarı mamuller mamule dönüşüyor ve buradan da sevkiyat ambarına teslim ediyoruz.

Sevkiyat ambarından değişik yollarla, kimisi distribütörlere, kimisi ihracat kanalıyla dış müşterilere doğru yola çıkıyorlar ve yerlerine ulaşıyorlar. Mağazaların vitrinine konuyorlar ve birisi geliyor onu beğeniyor, satın alıyor, parasını ödüyor, ohhh diyoruz, dünya varmış, paramıza nihayet kavuştuk diyoruz, aslında görevimiz bitmiyor, mamulümüz garanti süresi içinde arıza yaptığı takdirde, tamamen parası cebimizden çıkmak kaydı ile oraya servis gönderiyoruz ve evinde müşterimizi memnun etmek için paralar harcıyoruz.

Yani bu nehir öyle bir nehir ki, devamlı içine para pompalıyoruz, sonunda da bir mutlu son var, müşterimiz parasını ödüyor mamulümüzün ve parayı kazanıyoruz.

Fabrika öncesinde, fabrika içinde ve fabrika sonrasında dikkat ederseniz, harcamalarımız devam ediyor. Sonunda da paramızı alıyoruz müşteriden, işte bu sürece, nakitten nakde geçen süre deniyor. Mümkünse bu sürenin, giderek kısaltılması gerekiyor. Bu süreci ne kadar çok döndürürsek, o kadara kadar çok para kazanacağımız açık. Bir de bu sürecin içindeki harcamaların da giderek küçültülmesi gerekiyor. İki ana tema var, süreci kısaltmak, harcamaları azaltmak. Ne kadar az para ortada döndürürsek ve bunu ne kadar hızlı döndürürsek, buradaki kazancımız o kadara kadar kalıcı olur ve müessesemizin menfaatinedir.

TPM Yaklaşımının içerisinde de büyük ölçüde, bu döngüyü alabildiğine hızlandırmak ve harcama alanını daraltmak, maliyetleri düşürmek ve yaptığımız işleri standartlaştırıp, geliştirip, daha kolay ve hızlı yapmaktan geçiyor.

Bu konudaki sorumluluk şirketimizin tepe yönetiminden başlıyor, en uç noktalara kadar herkesi kapsıyor.

Diğer Blog Yazıları